“Şairden önce ya da sonra fark etmeksizin her daim çingene ruhlu bir şehirdi Granada. Lorca’ya benzeyen taraflarıyla İspanya’nın içindeki başka bir İspanya. Kuzey Afrika esintileriyle meşhur, Arap aksanıyla, göğüne çekilmiş yakarışları, o bitimsiz rüzgârlarıyla… Meşhur ve kadim.”
Pek çok yazar yaşadığı şehrin ruhundan, ikliminden ve kendine özgü mekânlarından etkilenmiştir. Aynı zamanda içimize işleyen etkileyici tasvirlerin kaynağı da olan bu yerlerin atmosferleri hikâyelerin içinde gizlidir. Güven Adıgüzel’in Huzursuz Evler Atlası, ünlü edebiyatçıların evleri olarak adlandırdıkları şehirlerin, eserlerine nasıl ve ne oranda nüfuz ettiğini anlatan deneme tarzında sıra dışı bir kitap. Sert iklimlerin, balıkçı kasabalarının, çorak toprakların ve kalabalık caddelerin izini sürebileceğiniz bu kitapta göç etme ve bir yere ait olmanın anlamına dair birçok ayrıntı bulabilirsiniz.
“Elindeki kalemle hayatı anlamaya çalışmak, yok sayılanları var kabul etmenin tarihiyle eş değer bir eylemdir.”
Güven Adıgüzel, Huzursuz Evler Atlası’nda hem Türkiye’den hem de dünyadan çok sayıda yazar ve şairin yaşamında izler bırakmış şehirlerin zengin dokusunu öyküsel bir anlatımla aktarıyor. Bu derleme, okuru yazarlar ve yaşadıkları yerler arasındaki bağları keşfetmeye davet ediyor.
Huzursuz Evler Atlası ile okuyucu şehirlerin canlı birer karaktere, evlerin ise anlatıya dönüştüğü bir dünyaya doğru yolculuğa çıkıyor. Necip Fazıl’ın Maraş’ından Dostoyevski’nin St. Petersburg’una hikâyelere konu olan her bölge toplumsal belleğin yansımalarını taşıyor.
“Yıllar içinde bu puslu pencereden bakmayı bırakıp kalemiyle kilidini çözdüğü kapıdan çıkarak kimsenin hayal bile edemeyeceği yeni, uzak, başka ve imkânsız dünyalara doğru yürüyecekti.”
Adıgüzel’in anlatısı, salt fiziksel betimlemelerinin ötesine geçiyor. Kentlerin kültürel, tarihi ve sosyal katmanlarını ortaya çıkararak yeni bir bakış açısı kazandırıyor. Kitap, yazarların yaşadığı yerlerin yaratıcı süreçleri üzerindeki etkisini daha derinden kavramamızı sağlıyor.
“Üniversiteye devam ettiği günlerde, daha çok eve dönüşlerinde, hep bu noktada durur, bu gerçekten büyüleyici manzarayı seyreder ve her seferinde de belirgin olmayan ve neyin nesi olduğunu pek çözümleyemediği bir duyguya kapılarak şaşırır kalırdı. Bu görkemli manzara onda her zaman açıklanması pek kolay olmayan soğuk bir etki bırakırdı, tümüyle dilsiz ve sağırmış gibi gelirdi ona bu göz alıcı güzellik.”
Adıgüzel, eserine Gabriel García Márquez’in yaşadığı yerleri anlatarak başlıyor. Türk şair Attila İlhan’ın İzmir’ini, Yahya Kemâl’in Üsküp’ünü ve dünyanın dört bir yanından ünlü yazarların hayatına etki etmiş şehirleri ziyaret ediyor. Adıgüzel, her yeni durakta sonra farklı bir hikâyenin kapısını aralayarak evrensel bir duyguyu yazarların gözünden okuyucunun gönlüne taşıyor.
Güven Adıgüzel Kimdir?
“Bugün modernite sona ererken doğanın bir parçası olduğumuzu yeniden keşfediyoruz.”
Anı, eleştiri, şiir, seyahatname ve deneme kategorilerinde eserler kaleme alan Güven Adıgüzel 1983 yılı İzmir doğumludur. Lisans eğitimini Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde tamamlayan yazar Son İstasyon, Çete ve Racon dergilerinin yayın yönetmenliği yaparak edebiyat macerasına başlar. 2013 yılında, Salim Nacar ile birlikte B Planı dergisini çıkaran Adıgüzel’in yazıları, şiirleri, eleştirileri ve denemeleri Post Öykü, İtibar, Film Arası, Şiir Versus gibi birçok dergide yayımlanmıştır.
Deneme kitaplarıyla da dikkat çekmeyi başaran Adıgüzel’in en bilinen eserleri arasında Yoksulluk Şarkıları, Perilerin Dili, Kendi Rüyasında Uyanan Derviş, Ölümlüler İçin Zamanın Kısa Hikayesi bulunur.
Edebiyat alanındaki yetkinliğini başka mecralara da taşıyan Güven Adıgüzel ayrıca TRT Haber/Başka Köyler, TRT Diyanet/İslam Toplumunu Aydınlatan Yıldızlar ve TRT Türk/Anadolu’nun Enleri gibi programlarda senarist ve metin yazarı olarak görev yapmıştır. Yazar, Kapan filmiyle hem ulusal hem de uluslararası festivallerde birçok ödül kazanmıştır. Ayrıca 2016 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün yapım desteği verdiği Zenci Musa ve 2019 yılında Senaryo Yazım ve Yapım Desteği verilen Obruk filmlerinin senaristlerinden biridir. Bağımsız belgesel Ataların Uykusu ve Ernesto’nun Cenneti‘nin de senaryosunu yazan Adıgüzel televizyon, sinema ve edebiyat alanındaki çalışmalarını eş zamanlı olarak sürdürüyor.